LİRİK ŞİİR
Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir. Okurun duygularına, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlılarda “lir” denen sazlarla söylendiğinden bu adı almıştır. Tanzimat döneminde de bir saz adı olan “rebab” dan dolayı bu tür şiirlere rebabi denmiştir. Divan edebiyatında gazel, şarkı; Halk edebiyatında güzelleme türündeki koşma, semai lirik şiire girer.
Şehri aşk
Kapıları kalbine açılan zalım,
Derdi döşünde Diyarbekir misin?
Dönsün yüzü sur içre serdarın,
Ne şer yanar, ne kurt düşer düşmana.
Bağrında ateşin öyküsü zalım,
Aşkı suyunda Şanlıurfa mısın?
Ölsün Nemrud peşinde putların,
Ne şer yanar, ne sabır biter Halil.
Burçlarında cennet vaadi zalım,
Yedi kuleli gül İstanbul musun?
Kurulsun yedi tepe üstüne nur,
Ne şer yanar, ne yetim kalır Eyyup.
Kırılır Hayber kapısı da zalım,
Varsın Sancaktar Ali düşsün cenge
Açılır Bağdat kapısı da zalım,
Sultanı Genç Osman düşsün cenge,
Dağılır payandası hayallerin,
Fethin topu gibi düşer kanlı yaş,
Yeter gayri kır mührünü düş aşka.
Kurban eyledim gemimi ateşe
KEMAL ALBAYRAK
FİRARİ
Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin
Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile
Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile.
Sana çirkin demedim ben, kafir demedim
Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin
Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim
Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin.
Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.
Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek.
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Yenik
büyük gönüllerden kötürüm sözler çıktı,
söz sevdaya varınca ,
dimağlarda açan çiçekler,
dillerde tarumar oldu.
dünyaya kılıç çalan cengaverler,
bir çirkine esir düştü
suçlusu aşk dediler.
KEMAL ALBAYRAK
2) EPİK ŞİİR
Destansı özellikler gösteren Kahramanlık, savaş, yiğitlik konuları işlenen şiirlerdir. Okuyanda coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır. Daha çok, uzun olarak söylenir. Divan edebiyatında kasideler, Halk edebiyatında koçaklama, destan, varsağı türleri de epik özellik gösterir. Tarihimizde birçok şanlı zaferler yaşadığımızdan, epik şiir yönüyle bir hayli zengin bir edebiyatımız vardır.
İSTİKLÂL MARŞI
(KAHRAMAN ORDUMUZA)
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
...
Vatan Şarkısı
Amalimiz afkarımız ikbal-i vatandır
Ser-haddimize kal'e bizim hâk-i bedendir
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir
Gavgaada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz
Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda
Can kokusu geçmez ovamızda dağımızda
Her gûşede bir şîr yatar toprağımızda
Gavgaada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz
Osmanlı adı her duyana lerze-resândır
Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-i cihandır
Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır
Gavgaada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz
Top patlasın ateşleri etrafa saçılsın
Cennet kapısı can veren ihvâna açılsın
Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın
Gavgaada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz.
NAMIK KEMAL
Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Çıkıp su dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
Köroğlu düşer mi yine sanından,
Ayırır çoğunu er meydanından,
Kırat köpüğünden , düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.
Köroğlu